Haber

Seçimleri “Siyasi Darbe Teşebbüsü” Olarak Adlandıran Süleyman Soylu’nun Siyasi Hayatına Yakından Bakıyoruz

Türkiye, 15 gün sonra Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerini yaşayacak. Liderler meydanlarda, herkes sandık için son hazırlıklarını yapıyor. Böyle bir ortamda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan 14 Mayıs seçimlerinin siyasi bir darbe girişimi olduğunu iddia eden bir açıklama geldi. Demokratik seçimleri darbe olarak tanımlayan İçişleri Bakanı’nın siyasi arka planını inceleyelim…

Soylu, Tansu Çiller’in prensi olarak adından söz ettirmişti. 1999’da DYP İstanbul İl Başkanı olarak Türkiye’nin en genç il başkanı oldu.

İstanbul’da yıldızı parlayan Soylu’nun siyasi yükselişi devam etti. 2002 seçimlerinden sonra cumhurbaşkanlığından ayrılan Tansu Çiller’in yerine Mehmet Ağar genel lider oldu. 2007 seçimlerinde DYP ile ANAP’ı birleştirme girişimi başarısız oldu. Ardından yeni adı DP olan partinin genel başkanı Süleyman Soylu oldu.

DP Genel Başkanı olduğu günlerde çok sert sözlerle dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ı ve AK Parti hükümetini hedef aldı.

Erdoğan’a günü göstereceklerini belirten Soylu, ‘Sen kimsin, Menderes kim? Siz kimsiniz, Demokrat Parti ekipleri kim? Bunların işi dini istismar etmektir. Onlardan hesap sormazsam mahvolurum’ dedi.

Tüm bu vaatlere rağmen 5 Eylül 2012’de AK Parti’ye katıldı.

Geçmişte söylediği bütün sözleri unutarak bir günde AK Parti’ye üye olan Süleyman Soylu, bu partinin genel başkan yardımcılığına atandı.

7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde AK Parti Trabzon Milletvekili seçilerek TBMM’ye girdi. 31 Ağustos 2016 tarihinde ilk kez kamuoyunun yakından tanıyacağı İçişleri Bakanı olarak atanmıştır.

Süleyman Soylu, İçişleri Bakanı olduktan sonra medyada daha sık yer alan ve yaptığı açıklamalarla gündeme gelen bir isim oldu.

Özellikle HDP’nin kazandığı belediyecilik, kayyum atamalarıyla gündeme geldi. HDP’li belediyelerin Kandil’in talimatıyla hareket ettiğini vurguladı.

Tayyip Erdoğan’ın da damadı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile girdikleri rekabet, muhalefetin en çok konuşulan konusu oldu.

Albayrak’ın kendi grubu tarafından tasfiye edilmek istendiği ve iki bakan arasında soğuk bir savaşın yaşandığı gündeme geldi. Özellikle bir noktada Berat Albayrak ile Süleyman Soylu’nun omuz omuza verdiği görüntüler sosyal medyada en çok konuşulan konulardan biri oldu.

COVID 19 Pandemi sürecinde sokağa çıkma yasağının geç duyurulması piyasalarda kuyruk oluşmasına neden oldu.

Berat Albayrak’a yakın olduğu söylenen medya grubu bu konuyu gündeme taşımış, Soylu sert eleştirilere maruz kalmıştı.

Bu eleştiriler üzerine sessizliğini bozan Süleyman Soylu, İçişleri Bakanı olarak görevinden istifa ettiğini açıkladı. Ancak istifası Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilmedi. Soylu, görevine iade edildi.

Süleyman Soylu’ya yönelik tepkilerin merkezindeki bir diğer isim de suç örgütü lideri Sedat Peker oldu.

Yurt dışında yayınladığı videolarla Süleyman Soylu’yu hedef alan Sedat Peker, Soylu’nun ‘Fancy Sülo’ gibi tanımlamalar kullanarak yaptığı açıklamalarda bakanlığın gücünü kullanarak çok sayıda usulsüzlüğe izin verdiğini iddia etti. Peker, Soylu’nun kendisiyle görüştüğünü de sözlerine ekledi.

Sedat Peker’in Soylu ile ilgili açıklamalarına uzun süre sessiz kalan AK Parti iktidarı, Soylu’nun kasten yıpratılmasına izin verildiği yorumlarına yol açtı.

Süleyman Soylu ise yaptığı açıklamalarda dolaylı olarak yalnız bırakıldığını ima etti. Ancak tüm bu süreçlere rağmen İçişleri Bakanlığı koltuğunu korumayı başardı. Sık sık Erdoğan’ı koruyan bir dil kullandı. Hükümetin başta ABD olmak üzere dış güçler tarafından düşürülmek istediğini söyledi.

Soylu’nun ses getiren açıklamaları bununla da sınırlı kalmadı.

İstanbul İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısının ardından “ABD’nin taziyelerini kabul etmiyoruz” dedi. Erdoğan’ın Türkiye’nin yerli ve milli gücü olduğunu, muhalefetin ise Türkiye’de kaos çıkarmak isteyen dış güçlerin temsilcisi olduğunu iddia edecek kadar ileri gitti.

Soylu’nun kamuoyu önüne en son çıkışı 14 Mayıs seçimleriyle ilgiliydi.

Süleyman Soylu, demokratik bir ülkenin en doğal ve normal süreci olan genel seçimlere ilişkin ‘muhalefetin darbe girişimini’ tanımladı.

15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi’ni 14 Mayıs seçimleriyle karşılaştıran Soylu, “14 Mayıs, muhalefeti su yüzüne çıkararak düzenledikleri bir darbe girişimidir. Bu yöntemle Türkiye’yi ele geçirebileceklerini sanıyorlar.

Soylu’nun bu açıklamaları sosyal medyada büyük tepki çekerken, demokratik bir seçim sürecine ‘darbe’ diyen bir zihniyetin içişleri bakanlığı olamayacağı ve derhal istifa etmesi gerektiği belirtildi.

Ancak Soylu’nun açıklamalarına kendi partisinden henüz bir karşı açıklama yapılmadı.

Seçime doğru ilerlediğimiz bu günlerde, demokratik seçimleri ‘darbe’ ile ilişkilendiren anlayışa nasıl bir yaptırım uygulanacağı merak konusu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort